Neden saksafon enstrümanını çizdim ?
Yaşım henüz küçüktü, ilkokulda müzik dersinden sözlüye kalkmıştım. Elimde bir flüt, bana sinsi gözlerle bakan bir öğretmen ve alaycı gözlerle bakan yaklaşık 45 kişilik sınıf.
Ne yapacağımı bilemeden yerime oturmuştum. Müziğe karşı ortaokul son sınıfa kadar tamamen nefret duydum. Liseye başlamadan gitar ile tanıştım. İlk enstrümanımdı. 2 yıl klasik bir yıl flamenco eğitimi aldım.
Mızıka ile de bu arada tanıştım daha sonra orgları kurcalamaya başladım derken bu esnada gördüm ki biz insanlar, müziğin muhteşem dünyasından bir şekilde soğutulmuş, uzaklaştırılmış, hatta ve hatta nefret hissetmeye kadar uzanmış bir soğukluğun içerisinde kaybolmuşuz.
Notalar bize ürkütücü gelmiş, müzik eşittir mp3 olmuş yani. Hissettiğim şeyler çok farklı, yaklaşımım da çok farklı. Müzik benim için çok farklı, tıpkı sesine adeta aşık olduğum saksafon gibi. Bu nedenle sık kullandığım kelime 'duygu' oldu.
Kelimeler
Müzik ve yaşam,
müzik,duygu,feel,life,tarantas,allegro,bass,guitar,gitar,piano,piyano,steel,tel,drum,bateri,saksafon,tenor,alto,sevgi,his,aşk,soprano,si,nota,tempo,akor,vokal,gam,scala,buleria,cello,çello,féria,mantilla,ses,es,ses-sus,dans,vals,solist,boğma,bemol,kuyruklu,grand,life,lifestyle,metronom,harmonica,mızıka,jazz,caz,trampet,nefes,wreath,malaguéna,local music,aşk,sol,fa,la,solfej,tab,tableture.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder